O, annesinin tavsiyesini göz önünde tutmalıdır.
- She should take into consideration the advice of her mother.
Bu dikkatli bir değerlendirme gerektirir.
- That requires careful consideration.
Sorun düşünmeye değmez.
- The problem is not worth consideration.
Yeni metot epeyce düşünmeye değer.
- The new method is well worth consideration.
Gerçeği dikkate almalısın.
- You must take the fact into consideration.
Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
- Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.
- Tom didn't take Mary's age into consideration.
Gerçeği dikkate almalısın.
- You must take the fact into consideration.