O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
O, çok düşünceli bir kişidir.
- He is a very thoughtful person.
Öyle söylemesi onun düşüncesizliğidir.
- It's thoughtless of her to say so.
Düşüncelerini kağıda döktü.
- She put down her thoughts on paper.
Bunu hiç düşünmedim, dedi adam. Ne yapmalıyız?
- I've never thought about this, said the man. What should we do?
Yılanları çok düşünme onu solduruyor.
- The very thought of snakes makes her turn pale.
Güvenliğiniz hakkında daha dikkatli olmalısın.
- You should be more thoughtful of your safety.
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
- Words express thoughts.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
Bu konu ile ilgili düşüncelerini duymaya can atıyorum.
- I look forward to hearing your thoughts on this matter.
Tom'a Mary ile ilgili ne düşündüğünü sordum.
- I asked Tom what he thought of Mary.
Tom'un yüzünde düşünceli bir bakış vardı.
- Tom had a thoughtful look on his face.
O, çok düşünceli bir kişidir.
- He is a very thoughtful person.
Bu, bu konuda şimdiye kadar ilk kez düşünüşüm.
- This is the first time I've ever thought about this.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
Yaşlı adam nazik bir şekilde sakalını sıvazladı.
- The old man stroked his beard thoughtfully.
O, nazik ve düşünceli bir adamdır.
- He's a kind and thoughtful man.
Tom'un düşünceleri anlayışlıydı.
- Tom's ideas were thoughtful.
Yaşlı adam nazik bir şekilde sakalını sıvazladı.
- The old man stroked his beard thoughtfully.
Sözümü bana hatırlattığınız için çok naziksiniz.
- It is thoughtful of you to remind me of my promise.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
- The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
- The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
Tom görüşünü kaybettiğini düşündüğünü söyledi.
- Tom told me that he thought he was losing his sight.
Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım.
- I thought if I broke up with you, I'd never have to see you again.
Sessiz kalmak ve bir aptal olarak düşünülmek bütün şüpheyi açıkça konuşmak ve gidermekten daha iyidir.
- Better to remain silent and be thought a fool than to speak out and remove all doubt.
Birçok sağır insan özürlü olarak düşünülmekten hoşlanmazlar.
- Many Deaf people dislike being thought of as disabled.
Ben onun seni sevdiğini sanıyordum, ama gerçekte, o başka bir kız seviyordu.
- I thought he loved you, but as it is, he loved another girl.
Seni tanıdığımı sanıyordum.
- I thought I knew you.
Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.
- Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.
Sorunun bir parçası olduğumu düşündüm.
- I thought I was part of the problem.
O açık pencereden uçmak üzere olduklarını düşünüyordu.
- She thought they were about to fly out through the open window.
Tom Mary'nin John'un evine gitmesi ve ona yardım etmesi gerektiğini düşünüyordu.
- Tom thought Mary should go over to John's house and help him.
Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.
- Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.
Tom saygılı bir biçimde gülümsedi.
- Tom smiled thoughtfully.
Eastern thought.
The only reason some people get lost in thought is because it’s unfamiliar territory. —Paul Fix.
Most thoughtful people eventually solve the puzzle.
Preparing dinner is a thoughtful gesture for a new mother.