Her ne istiyorsanız yiyebilirsiniz.
- You can eat whatever you like.
O her ne ise, ben yapmadım.
- Whatever it is, I didn't do it.
Hakkında mahcup olacağın herhangi bir şey yok.
- You have nothing whatever to be embarrassed about.
Hakkında suçlu hissedeceğin herhangi bir şey yok.
- You have nothing whatever to feel guilty about.
Her yokuşun bir de inişi vardır.
- Whatever has a beginning also has an end.
O, söylediğim her şeye inanır.
- He believes whatever I say.
Ne olursa olsun, hiç kimseye bunun hakkında bir şey anlatmayacağım.
- Whatever happens, I won't tell anybody about it.
O sarhoşken, homurdanıyor ve kavga ediyor. O ayıkken, eline ne gelirse atıyor ve hiçbir şey söylemiyor.
- When he is drunk, he grumbles and fights. When he is sober, he lies on whatever comes to hand and says nothing.
Hakkında mahcup olacağın herhangi bir şey yok.
- You have nothing whatever to be embarrassed about.
Ben daha önce bir blog tuttum. Gerçekten belirli bir konum yoktu; Sadece o gün olan herhangi bir şeyi blogladım.
- I've kept a blog before. I didn't really have a set theme; I just blogged about whatever happened that day.
Ölüm, hangi biçimde olursa olsun, iğrençtir.
- Death, in whatever form, is repulsive.
Hangi tür yardıma ihtiyacı varsa Tom'a ver.
- Give Tom whatever help he needs.
... to themselves or to any triumph. As the Harvard scholar, Helen Veldlar wrote, it is ...
... And I hope things can be done because I don't see any reason ...