الإنجليزية - التركية
تعريف the structure of a person's body في الإنجليزية التركية القاموس.
- frame
- çerçeve
Kaliforniya'da birçok evin ahşap çerçeveleri var.
-In California, most houses have frames of wood.
Onun küçük bir çerçevesi vardır.
-He has a small frame.
- frame
- {i} yapı
Bütün iskelet demirden yapıldı.
-The whole framework was made of iron.
Bu, plastikten yapılmış bir resim çerçevesi.
-This is a picture frame made of plastic.
- frame
- argo yalan yere suç yüklemek
- frame
- {i} çizgi roman
- frame
- (Askeri) KARE, FİLM KARESİ: Seri halindeki fotoğraflardan herhangi biri
- frame
- mizaç
- frame
- (Tıp) çevrelemek
- frame
- çerçevelemek
- frame
- gövde
- frame
- uydurma kanıtlarla suçsuz birini suçlu göstermek ya da mahkum ettirmek
- frame
- (Denizcilik) Posta
- frame
- (Mühendislik) iskelet, çerçeve, şasi, gövde
- frame
- (Havacılık) Bir hava ya da deniz aracının iskeleti, kaburga
- frame
- {f} ifade etmek
- frame
- {i} çerçeve; (pencereye/kapıya ait) kasa; telaro
- frame
- (Tekstil) germe makinesi
- frame
- {i} (binaya ait) iskelet, karkas
- frame
- {i} (vücuda ait) bünye, yapı
- frame
- {f} iş çevirmek
- frame
- (İnşaat) şasi çerçevesi
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف the structure of a person's body في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- frame
His starved flesh hung loosely on his once imposing frame.
the structure of a person's body
الواصلة
the struc·ture of a person's bo·dyالتركية النطق
dhi strʌkçır ıv ı pırsınz bädiالنطق
/ᴛʜē ˈstrəkʧər əv ə ˈpərsənz ˈbädē/ /ðiː ˈstrʌkʧɜr əv ə ˈpɜrsənz ˈbɑːdiː/
Resimler
المفضلات