Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar.
- Fortunately they had no storms on the way.
Fırtınanın hiddeti çocukları korkuttu.
- The fury of the storm frightened the children.
Kasırgalar şiddetli fırtınalardır.
- Hurricanes are violent storms.
Gökbilimciler, Büyük Kırmızı Leke'nin Jüpiter'in atmosferindeki büyük bir kasırga benzeri fırtına olduğunu düşünüyorlar.
- Astronomers think the Great Red Spot is a large hurricane-like storm in Jupiter's atmosphere.
Tom ofise hücum etti.
- Tom stormed into the office.
Tom odaya hücum etti.
- Tom stormed into the room.
On beş bin göçmen Kanal Tüneli'ne saldırdı.
- Fifteen hundred migrants stormed the Channel Tunnel.
Küçük sağanaklar uzun sürer ama ani fırtınalar kısadır.
- Small showers last long, but sudden storms are short.
Fırtına onun öfkesini azalttı.
- The storm remitted its fury.
Tom ofisine öfkeyle girdi ve kapıyı çaptı.
- Tom stormed into his office and slammed the door.
She stormed out of the room.
Troops stormed the complex.
... Well, Charlie, the storm's over, ...
... UNTIL IT FELL OVER IN A STORM, DESTROYED MY AUNT VERNA'S HOUSE ...