the square in which the pitcher stands

listen to the pronunciation of the square in which the pitcher stands
الإنجليزية - التركية

تعريف the square in which the pitcher stands في الإنجليزية التركية القاموس.

box
{i} kutu veya sandık dolusu
box
dövüşmek
box
kulübe

En yakın telefon kulübesi nerede? - Where is the nearest telephone box?

Oradaki polis kulübesinde sorun. - Ask at the police box over there.

box
(mahkeme) kürsü
box
(the ile) televizyon
box
{f} boks yapmak
box
{i} televizyon

Yenilikçiler televizyonun dışında düşünüyorlar. - Innovators think outside the box.

Televizyonda boks maçı gördüm. - I saw the boxing match on television.

box
yumruklaşm
box
hediye

Ben meslektaşlarım için bir hediye olarak işe giderken bir kutu çikolata aldım. - I bought a box of chocolates on the way to work as a gift for my colleagues.

Benim için büyük zevk, Mary bana Boston'dan bir hediye olarak bir müzik kutusu getirdi. - Much to my delight, Mary brought me a music box from Boston as a gift.

box
{i} loca
box
(isim) kutu, sandık, kutu veya sandık dolusu; at arabacısı yeri; jüri bölmesi; kompartıman, loca, kulübe; televizyon, teyp veya radyo; tokat, yumruk; şamar, şimşir [bot.]
box
{i} jüri bölmesi
box
{f} kutulamak
box
{i} kompartıman
box
külübe av külübesi
box
{f} kutuya koymak
box
{i} at arabacısı yeri
box
{f} boks yapmak. box s.o. on the ear birinin kulağına tokat atmak
الإنجليزية - الإنجليزية
box
the square in which the pitcher stands

    الواصلة

    the square in which the pitch·er stands

    التركية النطق

    dhi skwer în hwîç dhi pîçır ständz

    النطق

    /ᴛʜē ˈskwer ən ˈhwəʧ ᴛʜē ˈpəʧər ˈstandz/ /ðiː ˈskwɛr ɪn ˈhwɪʧ ðiː ˈpɪʧɜr ˈstændz/
المفضلات