Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi.
- The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.
Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.
- Tom has been struck by lightning three times.
Sanırım hoşça kal dememin zamanıdır.
- I think it's time for me to say goodbye.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Bir süredir onunla ilgili bir şey görmedim.
- I haven't seen anything of him for some time.
Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.
- If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.
Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.
- Salt was a rare and costly commodity in ancient times.
Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur.
- The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.
O, yarın bu vakitte Londra'da olacak.
- He will be in London at this time tomorrow.
Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
- Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.
Ne zaman geri döneceksin?
- What time will you be back?
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
- Imagine that you had a time machine.