Tom tam olarak Mary gibi aynı şekilde hissediyor.
- Tom feels exactly the same way as Mary does.
Bir sürü insan Tom'un hissettiği aynı şekilde hissediyor.
- A lot of people feel the same way Tom does.
Güneş enerjisi geleceğin yöntemidir.
- Solar power is the way of the future.
Yöntem biri, bir ikiyi, iki üçü, ve üç sayısız şeyleri üretir.
- The Way produces one, one produces two, two produces three, and three produces the myriad things.
Bir sürü insan Tom'un hissettiği aynı şekilde hissediyor.
- A lot of people feel the same way Tom does.
Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir.
- In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.
Ben senin rol yapma şeklini beğenmiyorum.
- I don't like the way you're acting.
Tom bunu yapma şeklini seviyor.
- Tom likes the way you do that.
... you don't study social science in the same way. You don't learn about scientific approaches ...
... fact stuff. So in the same way that if I program my nuclear power plant so that it melts down, ...