the quantity of medicine given, or prescribed to be taken, at one time

listen to the pronunciation of the quantity of medicine given, or prescribed to be taken, at one time
الإنجليزية - التركية

تعريف the quantity of medicine given, or prescribed to be taken, at one time في الإنجليزية التركية القاموس.

dose
{i} doz

Sana daha güçlü bir doz vermem gerektiğini biliyordum. - I knew I should've given you a stronger dose.

Sami, Leyla'ya oldukça ağır bir meth dozu enjekte etti. - Sami injected Layla with a pretty heavy dose of meth.

dose
(Denizbilim) verit
dose
miktar
dose
düze
dose
belli bir dozda ilaç vermek
dose
(fiil) dozunu ayarlamak; belli ölçüde ilaç vermek; şaraba alkol katmak
dose
(Tıp) Bir ilacın muayyen zamanda alınacak miktarı, doz
dose
tatsız bir şey vermek
dose
{i} cinsel hastalık kapma
dose
ilâç almak
dose
(Tıp) Muayyen miktarda ilaç vermek
dose
{i} kamışı kırma
dose
{i} bir parça
dose
bir defada alınan ilâç miktarı
dose
belirli miktarda ilâç vermek
dose
{f} belli ölçüde ilaç vermek
dose
doz,v.dozunu ayarla: n.doz
dose
bir doz ilaç ver
الإنجليزية - الإنجليزية
dose
the quantity of medicine given, or prescribed to be taken, at one time

    الواصلة

    the quan·ti·ty of me·di·cine given, or pre·scribed to be taken, at one time

    النطق

المفضلات