the quality possessed by something that is real

listen to the pronunciation of the quality possessed by something that is real
الإنجليزية - التركية

تعريف the quality possessed by something that is real في الإنجليزية التركية القاموس.

reality
{i} gerçeklik

Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor. - Parents look to the new generation as a generation that is far from reality and busy running after unrealistic dreams.

Gerçeklik yeterince hayal gücü ile yenilebilir. - Reality can be beaten with enough imagination.

reality
asıl
reality
gerçekçilik
reality
{i} gerçek

O genç görünüyor, ama gerçekte o, 40 yaşın üzerinde. - She looks young, but in reality she's over 40.

Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor. - Parents look to the new generation as a generation that is far from reality and busy running after unrealistic dreams.

reality
gerçek/gerçeklik
reality
{i} realite
reality
{i} gerçekte var olan şeyler
reality
{i} hakikat

Hakikati metanetle karşılaman iktiza eder. - You should face up to the reality.

Felsefe, hakikatten intikam alma sanatıdır. - Philosophy is the art of taking revenge on reality.

الإنجليزية - الإنجليزية
reality
the quality possessed by something that is real

    الواصلة

    the qua·li·ty pos·sessed by some·thing that I·s re·al

    التركية النطق

    dhi kwälıti pızest bay sʌmthîng dhıt îz ril

    النطق

    /ᴛʜē ˈkwälətē pəˈzest ˈbī ˈsəmᴛʜəɴɢ ᴛʜət əz ˈrēl/ /ðiː ˈkwɑːlətiː pəˈzɛst ˈbaɪ ˈsʌmθɪŋ ðət ɪz ˈriːl/
المفضلات