Oda bu amaç için gayet uygun.
- The room is perfectly suitable for this purpose.
Alan askeri amaç için kullanılır.
- The site is used for military purposes.
Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
- Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
Ziyaretinizin amacı nedir?
- What's the purpose of your visit?
Çok sayıda öğrenci müzik eğitimi yapmak amacıyla Avrupa'ya gider.
- Many students go to Europe for the purpose of studying music.
Yolculuğunun amacı nedir?
- What's the purpose of your trip?
Biz kasıtlı olarak onun sırasını atladık.
- We skipped his turn on purpose.
Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı.
- Susan broke the dish on purpose to show her anger.
Bunu mahsus yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Tom bunu kasten yapmadı.
- Tom didn't do it on purpose.
Çocuk kasten ayağıma bastı.
- The boy stepped on my foot on purpose.
... Unlike the War on General Purpose Computers, the Civil War over computers seems to present ...
... 28C3 in Berlin called "The Coming War on General Purpose Computation." In a nutshell, the hypothesis ...