Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak.
- The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
Boş bir koltuk var mı?
- Is there a vacant seat?
Afedersiniz, bu sandalye dolu mu?
- Excuse me, is this seat taken?
On iki kişinin oturması için yeterince sandalye var mı?
- Are there enough chairs to seat 12 people?
İyi bir yer alabilmek için Tom erken geldi.
- Tom showed up early so he could get a good seat.
Tom Mary'ye bir yer ayırdı.
- Tom saved Mary a seat.