Azınlık haklarını korumalıyız.
- We have to stand up for minority rights.
Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
- The new law will deprive religious minorities of their right to vote.
Dan ufak yaralarla kurtuldu.
- Dan survived with minor injuries.
Tom ufak yaralar aldı.
- Tom received minor injuries.
Bu sadece küçük bir başarısızlık.
- It's only a minor setback.
Giremezsin, çünkü sen bir küçüksün.
- Because you're a minor, you can't enter.
Tom'un çalıştığı bar reşit olmayan kimselere alkollü içki sattığı için ruhsatını kaybetti.
- The bar where Tom works lost its license because they had been selling alcoholic drinks to minors.
Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor.
- The law prohibits minors from smoking.