تعريف the method or practice by which actions are done في الإنجليزية التركية القاموس.
- operation
- (Mühendislik) işlem
Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.
-Sex change operations are now tax-deductible.
İntegral ve türev, kalkülüs'te iki ana işlemdir.
-The two main operations in calculus are the integral and the derivative.
- operation
- {i} işletme
ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
-The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
- operation
- {i} işleyiş
- operation
- manevra
- operation
- (Kanun) meriyet
- operation
- işleyim
- operation
- iş
VISUACT çeşitli ortamları ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını esnek şekilde destekler ve operasyonel işlemleri sunar.
-VISUACT supports flexibly the varied environments and needs of our customers and offers a variety of operational procedures.
Tom'un işlemi hakkında birkaç sorum var.
-I have a few questions about Tom's operation.
- operation
- {i} hüküm
- operation
- {i} mak. işleme, çalışma
- operation
- {i} etkinlik
- operation
- çalışma,operasyon
- operation
- {i} cerrahi müdahale
- operation
- {i} çalıştırma
- operation
- {i} tatbikat
- operation
- {i} (ticari/sınai bir kuruluşu) işletme, yönetme
- operation
- işleme
- operation
- alış veriş delicate operation tıb
- operation
- işletim
المصطلحات ذات الصلة
تعريف the method or practice by which actions are done في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- operation