Tom Mary'nin gitmesine izin vermek istemiyor.
- Tom doesn't want to let Mary go.
Onların geçmesine izin vermek için kenarda durdum.
- I stood aside to let them pass.
Sporun çalışmalarınıza engel olmasına izin vermeyin.
- Don't let sports interfere with your studies.
Seni işinden engellememe izin verme.
- Don't let me keep you from your work.
Tom bırakmak istiyor.
- Tom wants to let it go.
Tom Mary'nin elini bırakmak istemedi.
- Tom never wanted to let go of Mary's hand.
Onların geçmesine izin vermek için kenarda durdum.
- I stood aside to let them pass.
Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
- Let's draw lots to decide who goes first.
Dün eski bir arkadaştan bir mektup aldım.
- I got a letter from an old friend yesterday.
Eskiden yaptığımız gibi parkta yemek yiyelim.
- Let's eat in the park like we used to.