the general term applied to the earnings of the factor of production, labour

listen to the pronunciation of the general term applied to the earnings of the factor of production, labour
الإنجليزية - التركية

تعريف the general term applied to the earnings of the factor of production, labour في الإنجليزية التركية القاموس.

wages
(Ticaret) maaş

O genç adam, maaşındaki bir artışı hak ediyor. - That young man deserves a raise in his wages.

Gelecek yıl maaşlara zam yapılacak ama enflasyon yüzünden zammın çoğu eriyecek. - Next year, the wages do increase, but most of the increase will disappear due to inflation.

wages
{i} yevmiye
wages
{i} haftalık

Tom'un patronu ona bir haftalık ücreti avans verdi. - Tom's boss advanced him a week's wages.

Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi. - The manager advanced him two weeks' wages.

wages
gündelik
wages
{i} karşılık
wages
{i} işgücü maliyeti
wages
{i} bedel

Günahın bedeli ölümdür. - The wages of sin are death.

Günahın bedeli ölümdür. - The wages of sin is death.

wages
{i} ücret: daily wages yevmiye, gündelik. weekly wages haftalık, haftalık ücret
wages
{i} ücret

Sendikanın liderleri, daha yüksek ücret için ortalığı karıştırıyorlardı. - The leaders of the Union agitated for higher wages.

Ücretlerimin beşte biri vergilere gidiyor. - One-fifth of my wages go to taxes.

الإنجليزية - الإنجليزية
wages
the general term applied to the earnings of the factor of production, labour

    الواصلة

    the gen·er·al term ap·plied to the earn·ings of the fac·tor of production, la·bour

    النطق

المفضلات