Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
- My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.
Gelecekte bir pilot olmak istiyorum.
- I want to be a pilot in the future.
Yakın gelecekte bir enerji krizi olacak.
- There will be an energy crisis in the near future.
Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I really look forward to your visit in the near future.
Ben müstakbel karımı görüyorum.
- I see my future wife.
Basit gelecek zaman denilen şey İngilizce sınavında kabul edilse bile, o mevcut değildir.
- It is even becoming accepted even in exam-English that that called simple future tense does not exist.
Gelecek gerçekten parlak görünüyor.
- The future looks really bright.
Senin için parlak bir gelecek görüyorum.
- I see a bright future for you.
İleride polis olmak istiyor.
- He wants to be a policeman in the future.
O, onu ileride kullanmak üzere bir kenara koydu.
- She set it aside for future use.
Altın vadeli işlemleri hızla yükseldi.
- Gold futures were sharply higher.
There is no future in dwelling on the past.
... And this is the future of Google Maps. ...
... a preview of the future, where Android is headed as an open platform and an open ecosystem, ...