الإنجليزية - التركية
تعريف the expected behaviour of an individual in a society في الإنجليزية التركية القاموس.
- role
- rol
Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
-The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
-This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
- role
- (Bilgisayar) görevi
Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
-I am sure you will take an active role in your new position.
Kral açıkça anayasal görevini aşmıştı.
-The king had clearly overstepped his constitutional role.
- role
- (isim) rol
- role
- rol yapmak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف the expected behaviour of an individual in a society في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- role
the expected behaviour of an individual in a society
الواصلة
the expected be·ha·viour of an in·di·vi·du·al in a so·ci·e·tyالنطق
Resimler
المفضلات