Tom azimli ve çalışkan.
- Tom is determined and hard-working.
Tom azimli bir adamdır.
- Tom is a determined man.
Tom Mary'i öpmeye kararlıydı.
- Tom was determined to kiss Mary.
Sigara içmeyi bırakmaya kararlıyım.
- I am determined to give up smoking.
Seyahat için tarihi belirlediler.
- They determined the date for the trip.
Avukat eylemin rotasını belirledi.
- The lawyer determined his course of action.
Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.
- I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
- Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
... determined effort the United States is better position for the 21st century ...
... the pottery sports is determined by the nose ...