Onlar ya barakada ya da mağarada.
- They're either in the shed or in the den.
Dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğini kimse inkar edemez.
- No one can deny the fact that the earth is round.
Kara delikler çok yoğundur.
- Black holes are very dense.
Red Dragon tanınmış bir kumar ve esrarkeş batakhanesi.
- The Red Dragon is a well-known gambling and opium den.
Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death.
- Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.
Winds from the sea are humid.
- Denizden gelen rüzgarlar nemlidir.
Through trial and error, he found the right answer by chance.
- Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
The river which flows through London is called the Thames.
- Londra'dan akan nehre Thames denir.
This machine is out of order. Please try again later.
- Bu makine bozuk. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.
I'm trying to get out of here.
- Ben buranın dışına çıkmayı deniyorum.
They killed more than three thousand sailors.
- Onlar üç binden fazla denizciyi öldürdü
It is no more than half a mile to the sea.
- Denize yarım milden daha fazla değil.
He lost his balance and fell off his bicycle.
- Dengesini kaybetti ve bisikletinden düştü.
He lost his balance and fell off his bicycle.
- Dengesini kaybedip bisikletten düştü.
The football manager tried an elaborate new tactic but it didn't come off.
- Futbol yöneticisi ayrıntılı bir yeni taktik denedi, ancak başarıya ulaşmadı.
... SANFT DEN STROM HINAB! ...