the course followed by anything in motion; hence, a road or route

listen to the pronunciation of the course followed by anything in motion; hence, a road or route
الإنجليزية - التركية

تعريف the course followed by anything in motion; hence, a road or route في الإنجليزية التركية القاموس.

line
{i} hat

Ben onu aramaya çalıştım, ama hat meşguldü. - I tried to call him up, but the line was busy.

Onu aradım, ancak hat meşguldü. - I called her, but the line was busy.

line
{f} doldurmak
line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
line
çizgi

Tom kağıda düz bir çizgi çizdi. - Tom drew a straight line on the paper.

Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir. - These two lines cut across each other at right angles.

line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

Tom üç saat kuyrukta beklemek zorunda kaldı. - Tom had to wait in line for three hours.

Tom kuyruktaki son kişi. - Tom is the last person in line.

line
dizgin
الإنجليزية - الإنجليزية
line
the course followed by anything in motion; hence, a road or route
المفضلات