Tom hayretle Mary'ye baktı.
- Tom stared at Mary in astonishment.
Tom hayretle etrafına bakındı.
- Tom glanced around in astonishment.
Şaşkınlık beni konuşmamdan mahrum etti.
- Astonishment deprived me of speech.
Şaşkınlıktan dona kalmıştık.
- We were struck dumb with astonishment.