the circumstances or condition of a being or thing at any given time

listen to the pronunciation of the circumstances or condition of a being or thing at any given time
الإنجليزية - التركية

تعريف the circumstances or condition of a being or thing at any given time في الإنجليزية التركية القاموس.

state
{i} hal

Amerikan hükümeti olağanüstü hal ilan etti. - The American Government declared a state of emergency.

Birleşik Devletler halkı İngilizce konuşur. - People in the United States speak English.

state
haleti ruhiye
state
ifade etmek

Kendi görüşlerinizi ifade etmekte özgürsünüz. - You are at liberty to state your own views.

state
{i} evre
state
debdebe
state
vaziyet
state
ayıtmak
state
tantana
state
{f} belirtmek

Onun bir dahi olduğunu belirtmek abartı değildir. - It's not an exaggeration to state that he is a genius.

state
{i} durum

İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi. - While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.

TV aklınızı pasif durumda tutması bakımından zararlıdır. - TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state.

state
{i} devlet

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur. - The United States borders Canada.

Amerika Birleşik Devletleri'nde hangi dil konuşuluyor? - Which language is spoken in the United States of America?

state
{s} devlete ait
state
{i} alem
state
{s} özel

ABD'nin özel kolejleri ve üniversiteleri özerktir. - The private colleges and universities of the United States are autonomous.

state
{i} koşul
state
{f} bildirmek
state
{f} söylemek
state
ihtişam
الإنجليزية - الإنجليزية
state
the circumstances or condition of a being or thing at any given time

    الواصلة

    the circumstances or con·di·tion of a be·ing or thing at a·ny giv·en time

    التركية النطق

    dhi sırkımstänsız ır kındîşın ıv ı biîng ır thîng ät eni gîvın taym

    النطق

    /ᴛʜē ˈsərkəmˌstansəz ər kənˈdəsʜən əv ə ˈbēəɴɢ ər ˈᴛʜəɴɢ ˈat ˈenē ˈgəvən ˈtīm/ /ðiː ˈsɜrkəmˌstænsəz ɜr kənˈdɪʃən əv ə ˈbiːɪŋ ɜr ˈθɪŋ ˈæt ˈɛniː ˈɡɪvən ˈtaɪm/
المفضلات