Yola çıkarken keşif seferini izledim.
- I watched the expedition as it set off.
O, Kuzey Kutbu'na bir sefere çıktı.
- He left on an expedition to the North Pole.
Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.
- Some problems are expected on their expedition.
O, keşif gezisine katıldı.
- He took part in the expedition.