تعريف the body of faculty and students of a college في الإنجليزية التركية القاموس.
- college
- {i} üniversite
Kız, ebeveynlerine Tokyo'daki üniversite hayatından bahsetti.
-The girl talked to her parents about her college life in Tokyo.
Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
-My father would not permit me to go on to college.
- college
- yüksekokul
Tom ve Mary yüksekokul öğrencisidirler.
-Tom and Mary are college students.
- college
- {i} kolej
Postane kolejden uzak değildir.
-The post office is not far from your college.
Kolej günlerimin hatıraları aklıma geliyor.
-Memories of my college days come to my mind.
- college
- {i} fakülte
Hukuk fakültesi nerede?
-Where is law college?
- college
- özel lise
- college
- iş grubu
- college
- heyet
- college
- bilimyurdu
- college
- birlik
Tom ve ben üniversitede birlikte kaldık.
-Tom and I roomed together in college.
Kolejdeyken Tom ve ben birlikte takılırdık.
-Tom and I used to hang out together when we were in college.
- college
- fakülte College of Cardinals kardinaller heyeti
- college
- {i} kurul
Kolej bay Smith tarafından kuruldu.
-The college was founded by Mr Smith.
Bu üniversite 1910 yılında kurulmuştur.
-This college was established in 1910.
- college
- {i} enstitü
- college
- {i} akademi
- college
- {i} dernek
- college
- {i} okul
Tom okul ücretini ödeyemediği için üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı.
-Tom had to drop out from college because he couldn't afford tuition.
Tom, Mary'nin neden okuldan ayrıldığını bilmiyor.
-Tom doesn't know why Mary dropped out of college.
- college
- birlik/kolej/fakülte
المصطلحات ذات الصلة
تعريف the body of faculty and students of a college في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- college