O bize tarih öğretiyor.
- He teaches us history.
Tarihi, coğrafyaya tercih ederim.
- I prefer history to geography.
Firmamızın uzun, uzun bir geçmişi var.
- Our company has a long, long history.
Tom'un başını belaya sokmakla ilgili uzun bir geçmişi var.
- Tom has a long history of getting into trouble.
Uzun bir tarihçesi olan dilleri öğrenmeyi tercih ederim.
- I prefer learning languages that has a long history.
MSN sohbetlerimizin tarihi kayıtları neredeler?
- Where are the history records of our MSN chats?
MSN' deki sohbetlerimizin tarihi kayıtları neredeler?
- Where are the history records of our chats on MSN?
Bana geçmiş tıbbi hikayeni anlatır mısın?
- Can you tell me your past medical history?
Bu gerçek bir hikaye.
- It is a true history.