the action of the verb to excite

listen to the pronunciation of the action of the verb to excite
الإنجليزية - التركية

تعريف the action of the verb to excite في الإنجليزية التركية القاموس.

exciting
heyecan verici

1880 yılının seçim kampanyası heyecan verici değildi. - The election campaign of 1880 was not exciting.

Oyunların hiçbiri heyecan verici değil. - None of the games were exciting.

exciting
{s} heyecanlı

Genç ve heyecanlıydı. - He was young and exciting.

Bugün çok heyecanlı bir gün. - Today is a very exciting day.

exciting
{f} heyecanlandır

İspanya'yı ilk ziyaretimde her şey beni heyecanlandırıyordu. - Everything was exciting to me when I visited Spain for the first time.

Buz hokeyi heyecanlandırıcı bir spordur. - Ice hockey is an exciting sport.

exciting
heyecanlandırma
exciting
uyaran
exciting
heyecanlandırıcı

Buz hokeyi heyecanlandırıcı bir spordur. - Ice hockey is an exciting sport.

exciting
{s} ilginç

Bu hikaye ilginç, eğlenceli ve hatta heyecan verici. - This story is interesting, funny and even exciting.

exciting
(Tıp) Uyarıcı, harekete sevkedici, kişide heyecan doğurucu
exciting
{s} uyarıcı
الإنجليزية - الإنجليزية
exciting
the action of the verb to excite

    الواصلة

    the ac·tion of the verb to ex·cite

    التركية النطق

    dhi äkşın ıv dhi vırb tı îksayt

    النطق

    /ᴛʜē ˈaksʜən əv ᴛʜē ˈvərb tə əkˈsīt/ /ðiː ˈækʃən əv ðiː ˈvɜrb tə ɪkˈsaɪt/
المفضلات