Tom'un açıklaması tamamen saçma.
- Tom's statement is pure nonsense.
Tom polise yanlış açıklama yaptı.
- Tom made a false statement to the police.
Onun sözünün aslını araştıracağım.
- I'm going to ascertain the truth of his statement.
Ben onun sözüne inanamadım.
- I could not believe his statement.
Tanığın beyanına inanıyor musunuz?
- Do you believe the witness's statement?
Bizim imzalı bir beyanımız var.
- We have a signed statement.
İfade tamamen gerçek değil.
- The statement is not wholly true.
O, benim ifademin gerçek olduğunu kabul etti.
- She acknowledged that my statement was true.