تعريف the act of snoring or producing a snoring sound في الإنجليزية التركية القاموس.
- snore
- horlamak
- snoring
- {i} horlama
Köpeğim horlamayı kesmeyecek.
-My dog won't stop snoring.
Öğretmen derste uyuyakaldı ve yüksek sesle horlamaya başladı.
-The teacher fell asleep in class and started snoring loudly.
- snore
- {i} horultu
- snore
- (Tıp) Horlama sonucu çıkan ses, horultu
- snore
- (fiil) horlamak
- snore
- {f} horla
Horladığımı kabul ediyorum.
-I must confess that I snore.
O uyurken yüksek sesle horladı.
-He snored loudly while he slept.
- snore
- hırıldamak
- snore
- (Tıp) Uyku veya koma esnasında sesli nefes alıp vermek, horlamak
- snoring
- aşağı yukarı
- snore
- horlama
Tom horlamadığını söylüyor.
-Tom says he doesn't snore.
Tom horlamadığını sanmıyor.
-Tom doesn't think he snores.
- snoring
- {f} horla
Tom'un bitişik odada horladığını duydum.
-I heard Tom snoring in the next room.
Sınıfta uyuyakaldı ve horlamaya başladı.
-He fell asleep in class and started snoring.
- snoring
- horlayarak
Tom hafifçe horlayarak yatakta uyuyordu.
-Tom was asleep in bed, snoring slightly.
Tom sessizce horlayarak, hamakta uyuyordu.
-Tom was asleep in the hammock, snoring quietly.
- the act of
- eyleminin
- snoring
- gırgır
- stertor
- (Tıp) Genizdeki engellerin yaptığı hırıltılı ve gürültülü solunum, horlama, horultu