Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

the act of one who looks; a glance

listen to the pronunciation of the act of one who looks; a glance
الإنجليزية - التركية

تعريف the act of one who looks; a glance في الإنجليزية التركية القاموس.

looking
görünme

Aptal görünmekten korkuyordum. - I was afraid of looking stupid.

Bazen iyi görünme ve rahat olma arasında seçim yapmak zorundasın. - Sometimes you have to choose between looking good and being comfortable.

looking
(Bilgisayar) aranıyor
looking
{i} bakış

Ben bu konuya farklı bir bakış açısından bakıyorum. - I am looking at the matter from a different viewpoint.

Bir kişinin bir şeye bakış şekli onun durumuna bağlıdır. - A person's way of looking at something depends on his situation.

looking
bakarak

O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi. - Many nights did he spend, looking up at the stars.

Rahibe Teresa neye ihtiyaç olduğunu görmek için etrafına bakarak işine başladı. - Mother Teresa began her work by looking around to see what was needed.

the act of
eyleminin
الإنجليزية - الإنجليزية
looking