the act of injecting, or something that is injected

listen to the pronunciation of the act of injecting, or something that is injected
الإنجليزية - التركية

تعريف the act of injecting, or something that is injected في الإنجليزية التركية القاموس.

injection
(İnşaat) püskürtme
injection
(Tıp) içitim
injection
(Tıp) injeksiyon
injection
(Tıp) şırınga
injection
(Kimya) iğne yapma
injection
iğne

Ben iğne olmak yerine, ilaç almayı tercih ederim. - I prefer taking medicine rather than getting an injection.

Tom'un bu gece öldürücü iğneyle ölmesi planlandı. - Tom is scheduled to die by lethal injection tonight.

the act of
eyleminin
injection
{i} zerk
injection
{i} lavman
injection
enjeksiyon,enjekte
injection
{i} enjekte etme
injection
injection cock püskürtme musluğu
injection
{i} enjeksiyon

Genetik modifikasyonun bir örneği balık genlerinin çilek ve domatese enjeksiyonudur, bu meyvelerin donmasını engelleyen bir süreç. - An example of genetic modification is the injection of fish genes into strawberries and tomatoes, a process which prevents these fruits from freezing.

Onun birkaç botox enjeksiyonu aldığını düşünüyorum. - I think she's had a few Botox injections.

injection
içeriye atılan şey
injection
(Tıp) Enjeksiyon, ilaçların şırınga ile vücuda zerki
injection
islim kazanına soğuk su sıkma
injection
konu dışı bir fikri ortaya atma
injection
{i} sokulma
الإنجليزية - الإنجليزية
injection
the act of injecting, or something that is injected
المفضلات