that which settles, or is settled, established, or fixed

listen to the pronunciation of that which settles, or is settled, established, or fixed
الإنجليزية - التركية

تعريف that which settles, or is settled, established, or fixed في الإنجليزية التركية القاموس.

settlement
yerleşim

Tom yerleşimden tam olarak mutlu değildi. - Tom wasn't completely happy with the settlement.

Sami en yakın yerleşim yerine 600 yüz millik bir yolculuğa başladı. - Sami began a 600 hundred miles journey to the nearest settlement.

settlement
(Ticaret) paraya çevirme
settlement
yerleşim alanı
settlement
bırakma (birine bir şeyi)
settlement
(İnşaat) tasman (binada)
settlement
bırakılan şeyler
settlement
çözme
settlement
(Kanun) mahalle
settlement
ödeme
settlement
uzlaşma
settlement
KESİN HESAP, TASFİYE, UYUŞMA: Bir sözleşme veya işbirliği dolayısıyla bağlı olan tarafların, hesaplarını karşılaştırarak bir anlaşma ve muvazeneye varmaları
settlement
{i} yerleştirme; iskân; yerleşme
settlement
{i} yerleştirme
settlement
{i} (iskân edilerek oluşturulan) köy
settlement
{i} evlilik sözleşmesi
settlement
{i} bağlanan gelir
settlement
{i} ödeşme
settlement
duvarın veya toprak setin biraz çöküp oturması
settlement
settiement house şehrin fakir semtlerinde kurulan yardım yurdu
settlement
{i} koloni
الإنجليزية - الإنجليزية
settlement
that which settles, or is settled, established, or fixed
المفضلات