that which is stolen; stolen property; chiefly used in the plural

listen to the pronunciation of that which is stolen; stolen property; chiefly used in the plural
الإنجليزية - التركية

تعريف that which is stolen; stolen property; chiefly used in the plural في الإنجليزية التركية القاموس.

stealing
{i} çalma

Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar. - They must have suspected me of stealing.

O, çalmaya tenezzül etti. - He descended to stealing.

stealing
{f} çal

O çaldığı için kovuldu. - He was fired for stealing.

Kurabiyeleri çalarken belirlendi. - He was spotted stealing cookies.

stealing
{i} hırsızlık

Beni hırsızlıkla mı suçluyorsun? - Are you accusing me of stealing?

Şimdiye kadar kimse Tom'u hırsızlık yaparken yakalamadı. - Nobody ever caught Tom stealing.

stealing
çalarak

Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti, - A renowned tactician, Christopher Columbus once downed an entire pirate fleet by stealing all of their fruits and vegetables, thus giving them scurvy.

stealing
(isim) çalma
الإنجليزية - الإنجليزية
stealing
that which is stolen; stolen property; chiefly used in the plural
المفضلات