that which is left of a human being after the life is gone; relics; a dead body

listen to the pronunciation of that which is left of a human being after the life is gone; relics; a dead body
الإنجليزية - التركية

تعريف that which is left of a human being after the life is gone; relics; a dead body في الإنجليزية التركية القاموس.

remain
{f} aynen kalmak
remain
{f} kalmak

Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı. - The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.

Bu gibi durumlarda sakin kalmak en iyisidir. - In situations like these, it's best to remain calm.

remain
{f} artakalmak
remain
{f} geriye kalmak
remain
{f} artmak
remain
mevcut kalmak
remain
fazla kalmak
remain
{f} kal

Söz uçar, yazı kalır. - Words fly away, the written remains.

Londra'da ne kadar kalacaksın? - How many days will you remain in London?

remain
zail olmamak
remain
baki kalmak
remain
{f} sürdürmek
remain
{i} kalıntı

Onlar tarihte kaybolmuş bir uygarlığın kalıntılarını çaldılar. - They took away the remains of a civilization lost in history.

Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı. - The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.

remain
cenaze
remain
değişmeyip olduğu gibi kalmak
remain
kalıntılar

Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı. - The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.

Onlar tarihte kaybolmuş bir uygarlığın kalıntılarını çaldılar. - They took away the remains of a civilization lost in history.

remain
{f} kalmak, durmak
remain
{f} olduğu gibi kalmak
remain
(fiil) kalmak, durmak, geriye kalmak, aynen kalmak, sürdürmek, artmak
remain
bakaya
الإنجليزية - الإنجليزية
remain
that which is left of a human being after the life is gone; relics; a dead body

    الواصلة

    that which I·s left of a hu·man be·ing af·ter the life I·s gone; relics; a dead bo·dy

    النطق

المفضلات