that which curbs, restrains, or subdues; a check or hindrance; esp

listen to the pronunciation of that which curbs, restrains, or subdues; a check or hindrance; esp
الإنجليزية - التركية

تعريف that which curbs, restrains, or subdues; a check or hindrance; esp في الإنجليزية التركية القاموس.

curb
{f} gemlemek
curb
{f} zaptetmek
curb
{i} fren
curb
zapt etmek
curb
kaldırım taşı

Kaldırım taşına çarpmamaya çalışın. - Try not to hit the curb.

curb
öfkesini yenmek
curb
zaptetme
curb
tutmak
curb
dizginlemek
curb
kaldırım kenarı

Kaldırım kenarına çok yakın durmayın. - Don't stand so close to the curb.

curb
{f} frenle
curb
eğleç
curb
engel
curb
Bordür taşı
curb
sokak kaldırımının kenar taşı
curb
curb exchange New York ta ikinci tahvil borsası şimdiki ismi Ameri
curb
(fiil) frenlemek, gem vurmak, gemlemek; zaptetmek; uzak tutmak
curb
mâni olmak
curb
{i} suluk, gem zinciri
الإنجليزية - الإنجليزية
curb
that which curbs, restrains, or subdues; a check or hindrance; esp
المفضلات