Çocuk hırsızlarının ona yapmasını söyledikleri gibi Tom işaretlenmemiş, kullanılmış paralar halinde bir milyon dolar topladı.
- Tom put together one million dollars in unmarked, used bills as the kidnappers had told him to do.
O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
- That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- Na'vi language is used in Avatar.
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows is the most used operating system in the world.
Eskiden bir gece kuşuydum fakat şimdi bir erken kalkanım.
- I used to be a night owl, but now I'm an early riser.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
- Is eating fish as healthy now as it used to be?
Ne zaman yatmaya alışkınsın?
- What time are you used to going to bed?
O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- He is used to walking long distances.
Bu makarna sosunda kullanılan bitki maydanoz olabilir.
- The herb used in that pasta sauce might be parsley.
Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.
- The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.
Futbol Japonya'da eskisinden daha popüler.
- Soccer is more popular in Japan than it used to be.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
- Is eating fish as healthy now as it used to be?
Tom eskiden olduğu kadar zengin değil.
- Tom isn't as rich as he used to be.
Vücudum eskiden olduğu kadar esnek değil.
- My body is not as flexible as it used to be.
Biz eskiden komşu idik.
- We used to be neighbours.
Tom eskiden basketbol antrenörü idi.
- Tom used to be a basketball coach.
Herkesin önünde konuşmalar yapmaya alışık değilim.
- I'm not used to making speeches in public.
Bu ısıya alışık değilim.
- I'm not used to this heat.
The ground was littered with used syringes left behind by drug abusers.