There were three white guys sitting at the counter.
- Tezgahta oturan üç tane beyaz adam vardı.
An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
- İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
The cat has hidden under the bench.
- Kedi tezgah altına saklandı.
May I approach the bench?
- Tezgaha yaklaşabilir miyim?
The cat has hidden under the bench.
- Kedi tezgah altına saklandı.
May I approach the bench?
- Tezgaha yaklaşabilir miyim?
In order to reach the apparel stalls, we went up by two floors.
- Giyim tezgahlarına ulaşmak için iki kat yukarı çıktık.
We went up by two floors in order to reach the apparel stalls.
- Giysi tezgahlarına ulaşmak için iki kat yukarı çıktık.
May I approach the bench?
- Tezgaha yaklaşabilir miyim?
The cat has hidden under the bench.
- Kedi tezgah altına saklandı.
Old people were tricked by the shop assistant.
- Yaşlı insanlar tezgâhtar tarafından kandırıldı.
After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder.
- Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim.