Dan was serving a life sentence in a maximum security facility.
- Dan maksimum güvenlikli bir tesiste ömür boyu hapis cezasını çekiyordu.
Dan ordered the security guards to close all the exit doors of the facility.
- Dan güvenlik görevlilerine tesisin tüm çıkış kapılarını kapatmalarını emretti.
We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.
- Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var.
The cleanup at the Fukushima Daiichi plant could take years, possibly decades.
- Fukushima Daiichi tesisindeki temizlik, yıllar belki de on yıllar sürebilir.
The concrete mixing plant is just a mile from the worksite.
- Beton karma tesisi sadece şantiyeden bir mil uzakta.
We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.
- Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var.
Bush thinks that he has been sent by God to establish justice on Earth.
- Bush yeryüzünde adaleti tesis etmek Allah tarafından gönderildiğini düşünüyor.
Our town has excellent sports facilities.
- Bizim kasaba mükemmel spor tesislerine sahiptir.
Any member can make use of these facilities.
- Herhangi bir üye bu tesislerden yararlanabilir.