Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Owen'la aranızın iyi olmadığını duydum.
- I hear you're on bad terms with Owen.
Tom'un Mary ile arası iyidir.
- Tom is on good terms with Mary.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır.
- Few people take the trouble to read all the terms and conditions of a contract before signing it.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Mektup ticari terimler kullanarak yazıldı.
- The letter was written using business terms.
Cinsiyetçilik gibi terimler şimdi moda.
- Terms like sexism are now in vogue.
Radyoaktivite, kimyasal bir terimdir.
- 'Radioactivity' is a chemical term.
1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.
- The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s.
İlkokul çocukları, altı yıllık bir dönem için okula giderler.
- Elementary school children go to school for a term of six years.
Tom Kongrede iki dönem hizmet etti.
- Tom served two terms in Congress.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
O, ülkesi açısından düşünüyor.
- He thinks in terms of his own country.
Para açısından her şeyi düşünmeye eğilimli.
- He tends to think of everything in terms of money.
Cumhurbaşkanının görev süresi dört yıl sürer.
- The president's term lasts four years.
Nancy beş yıldan fazla süredir ablam ile iyi ilişkiler içindedir.
- Nancy has been on good terms with my sister for more than five years.
Her şeye parasal açıdan bakıyorsun.
- You see everything in terms of money.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.
- If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.
Güney terminali nerede?
- Where is the south terminal?
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
- The short term contract employees were dismissed without notice.
Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
- According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
- According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
Senin uzun vadeli planların nedir?
- What are your long term plans?
We hope someday she and her mother will come to terms on the matter.
Until he comes to terms with the likelihood of failure, he will not succeed.
She finally came to terms with her addictions at her third rehab clinic and rarely drank again.
A miniature giant is a contradiction in terms.
Okay, let me explain this in layman's terms.
Kennedy assured West German Ambassador Wilhelm Grewe in no uncertain terms that he does not intend to let West Berlin go down the drain.
She has no idea how she wants the house to look in terms of décor.
My accountant was so bad I am now on first name terms with the tax department.
terms and conditions.
near-term, mid-term and long-term goals.
All of these terms cancel out.
... in terms of the additional oil production, but none of it came on federal land. As a ...
... in terms of the sheer material cost is delivered to the ...