terk edilmiş

listen to the pronunciation of terk edilmiş
التركية - الإنجليزية
desolated
derelict
abandoned

Tom was kidnapped and held by his captors in an abandoned building on Park Street. - Tom kaçırıldı ve kaçıranlar tarafından Park Caddesinde terk edilmiş bir binada tutuldu.

He hid in an abandoned building. - O, terk edilmiş bir binada saklandı.

deserted

If you had to spend the rest of your life on a deserted island, who would you spend it with? - Hayatının geriye kalanını terk edilmiş bir adada geçirmek zorunda olsan, onu kiminle geçirirsin?

Marilla felt deserted by everyone. She could not even go to Mrs. Lynde for advice. - Marilla kendini herkes tarafından terk edilmiş hissetti. Tavsiye için Bayan Lynde'ye bile gidemedi.

lorn
solitary
terk edilmiş çocuklar
abondoned children
terkedilmiş
derelict
terkedilmiş
{s} abandoned

I feel abandoned by the only woman I love. - Ben, sevdiğim tek kadın tarafından terkedilmiş hissediyorum.

The police found a dead body in an abandoned car near the park. - Polisler park yakınında terkedilmiş bir arabada bir ceset buldu.

terkedilmiş
forsaken
terkedilmiş
disused
terkedilmiş
vacant
terkedilmiş
{s} desolate

The town was desolate after the flood. - Kasaba selden sonra terkedilmişti.

terkedilmiş
forlorn
terkedilmiş
lovelorn
terkedilmiş
{s} deserted

The whole building was deserted. - Bütün bina terkedilmişti.

Tom broke into the deserted shack. - Tom terkedilmiş kulübeye zorla girdi.

terkedilmiş
quitted
terkedilmiş
lonely
terkedilmiş
godforsaken
pist terk edilmiş
(Havacılık) clear of the runway
terkedilmiş
waste