الإنجليزية - التركية
تعريف tending to secrete, or to keep secret or private; as, a secretive disposition في الإنجليزية التركية القاموس.
- secretive
- {s} sır tutan
- secretive
- sıkı ağızlı
Tom her zaman sıkı ağızlı.
-Tom is always secretive.
Tom hep sıkı ağızlıydı.
-Tom was always secretive.
- secretive
- {s} ağzı sıkı
Tom çok ağzı sıkı değil.
-Tom isn't very secretive.
Tom çok ağzı sıkı oluyor.
-Tom is being very secretive.
- secretive
- ağzısıkı
- secretive
- ketum
Sen ketum bir kişi misin?
-Are you a secretive person?
Neden her zaman bu kadar ketumsun?
-Why are you always so secretive?
- secretive
- sır vermez
- secretive
- {s} gizemli
Sen çok gizemli görünüyorsun.
-You seem to be very secretive.
Belki bazen fazla gizemliyimdir.
-Perhaps I'm sometimes too secretive.
- secretive
- gizliliğe meyletme
- secretive
- {s} bilinmezlerle dolu
- secretive
- {s} gizli kapaklı
- secretive
- salgılayan
- secretive
- secretivelygizliliğe meylederek
- secretive
- {s} kapalı kutu
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف tending to secrete, or to keep secret or private; as, a secretive disposition في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- secretive
tending to secrete, or to keep secret or private; as, a secretive disposition
الواصلة
tending to secrete, or to keep se·cret or private; as, a se·cre·tive dis·po·si·tionالنطق
Resimler
السابق
المفضلات