Mary özür dilemeyecek kadar çok inatçı.
- Mary is too stubborn to apologize.
İnatçı yanım babamdan gelmedir.
- I've got my stubbornness from my father.
Tom bir katır kadar inatçı.
- Tom is as stubborn as a mule.
Bir katır kadar inatçısın! Bu sefer onun haklı olduğunu kabul et.
- You are as stubborn as a mule! For once, accept that she is right.