Onlar bunun sadece geçici olduğunu söylediler.
- They said this was just temporary.
Onun çözümü sadece geçici olan bir çözümdü.
- His solution was only a temporary one.
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
İnsana da aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu cihazlar verilmektedir.
- Man, too, has been given protective devices against extreme temperatures.
Benim yüksek ateşim var.
- I have a high temperature.
Sanırım o hasta. Onun ateşi var.
- I think she is sick. She has a temperature.
Düşük ısılar suyu buza çevirir.
- Low temperatures turn water into ice.
İnsan vücudunun ısısı 37°C civarında gezinir.
- The temperature of the human body hovers around 37°C.
Bu düzenleme sadece geçici.
- This arrangement is only temporary.
Geçici olarak tamir edebilir misin?
- Can you fix it temporarily?
That's only a temporary solution.
- It's only a temporary fix.
It's only a temporary fix.
- That's only a temporary solution.
... on but temp what I thought I do then ...