Tom can be contacted directly.
- Tom'la doğrudan temas kurulabilir.
He will be contacting you directly.
- O sizinle doğrudan temas kuracak.
Feel free to contact me if you have any other questions.
- Başka sorunlarınız olursa benimle temas kurmaktan çekinmeyin.
Tom is in touch with his feelings.
- Tom duyguları ile temas halinde.
I will get in touch with you.
- Ben seninle temas kuracağım.
He confessed in court that he was in touch with racist groups.
- O, ırkçı gruplarla temas halinde olduğunu mahkemede itiraf etti.
He will be contacting you directly.
- O sizinle doğrudan temas kuracak.
I will get in touch with you again about this matter.
- Bu konuyla ilgili seninle tekrar temasa geçeceğim.
I will get in touch with you.
- Ben seninle temas kuracağım.
Please don't hesitate to contact me if you have any other questions.
- Başka sorunlarınız olursa benimle temas etmekten çekinmeyin.
It's too late to contact Tom now.
- Artık Tom'la temas etmek için çok geç.
fiziksel temas isteriz.