He sent me his congratulations by wire.
- Telgrafla bana tebriklerini iletti.
This cage is made of wire.
- Bu kafes telden yapılmıştır.
I know what a stapler looks like.
- Bir tel zımbanın neye benzediğini biliyorum.
I know what a stapler is.
- Tel zımbanın ne olduğunu biliyorum.
We still use a corded telephone.
- Biz hala kablolu telefon kullanıyoruz.
I broke a string on my guitar.
- Gitarımda bir tel kırdım.
A string on my guitar broke.
- Gitarımdaki bir tel kırıldı.
He plucked one of his few strands of beard.
- O, sakalındaki az sayıda telden birini yoldu.
Do fish have vocal chords?
- Balıkların ses telleri var mıdır?
Do fish have vocal chords?
- Balıkların ses telleri var mıdır?
Braces aren't just for children.
- Diş telleri sadece çocuklar için değildir.
Since she got her braces, I've hardly seen her smile.
- O, diş teli taktığından beri neredeyse onun gülümsemesini görmedim.