Tom yalan söyleyemeyecek kadar dürüst bir çocuktur.
- Tom is too honest a boy to tell a lie.
Ben yalan söylemenin yanlış olduğunu düşünüyorum.
- I think it's wrong to tell a lie.
Konumunu yitirdi çünkü yalan söylemekten kaçınmıştı.
- He lost his position just because he refused to tell a lie.
Yalan söylemek yanlıştır.
- To tell a lie is wrong.
I travelled there in 1996, no, I tell a lie, in 1997.