Tom always seems to be on the phone with Mary.
- Tom her zaman Mary ile telefonla görüşüyor gibi görünüyor.
I couldn't get him on the phone.
- Ona telefonla ulaşamadım.
Before long, we'll be able to communicate with each other by T.V. telephone.
- Çok geçmeden, T.V. telefonla birbirimizle iletişim kurabileceğiz.
Let me know by telephone.
- Telefonla bana bildirin.
He asked for my permission to use the telephone.
- Telefonu kullanabilmek için benden izin istedi.
Where is the nearest telephone?
- En yakın telefon nerede?
Get both a phone and internet access in a single package!
- Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
Does she know your phone number?
- Telefon numaranı biliyor mu?
She won't call this evening.
- Bu akşam telefon etmez.
I called Susan to apologize to her, but she hung up on me.
- Ona özür dilemek için Susan'ı aradım fakat o, telefonu yüzüme kapadı.
The man who telephoned an hour ago was Frank.
- Bir saat önce telefon eden adam Frank idi.
It was Mike that telephoned the police.
- Polise telefon eden Mike idi.