telethon.
telecast.
telephone.
Ben yaklaşık bir hafta boyunca uzaktan pazarlamacıydım.
- I was a telemarketer for about a week.
Telefonun icadı, uzak mesafelerdeki insanlarla haberleşmeyi mümkün hale getirdi.
- The invention of the telephone made it possible to communicate with people far away.
Televizyon izliyorum.
- I'm watching television.
Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.
- The television show was interrupted by a special news report.