tekne

listen to the pronunciation of tekne
التركية - الإنجليزية
boat

She caught sight of a rowing boat in the distance. - O, uzakta kürek çeken bir teknenin görüntüsünü gördü.

The boat uses a motor for the power. - Tekne güç için bir motor kullanır.

vessel
wooden trough
ship's hull
(Coğrafya) syncline
keeve
tank
sag
back

Let's get back to the boat. - Tekneye geri dönelim.

I swam back to the boat. - Ben tekneye geri yüzdüm.

trough (e.g. watering trough; mortarboard, mortar bed; dough tray, dough trough)
wooden trough; ship's hull; ship, boat, craft; sink, tub, basin, tank; basin, syncline
ship

The big ship rammed a fishing boat. - Büyük gemi bir balıkçı teknesine çarptı.

geol. basin
tub
hull (of a ship)
glider
bottom

Sami placed Layla's body on the bottom of the boat. - Sami, Leyla'nın cesedini teknenin altına yerleştirdi.

vat
geol. syncline
hull
trough
print. galley, tray used to hold set type
(boya vb.) back
belly, table (of certain stringed instruments)
basin
(Tekstil) bowl
galliot
coracle
tekne gezisi
cruise
tekne gövdesi
hull
tekne kaburgası
(Askeri) timber
tekne malzemesi
(Askeri) hull material
tekne sigortası
(Askeri,Kanun,Sigorta) hull insurance
tekne kazıntısı
boat scraping
tekne ziftleme
pitch of the boat
tekne boyası
vat dye
tekne dalgası
(Askeri) boat wave
tekne ile gitmek
(nehir) punt
tekne inşası
boat building
tekne kazası
(Askeri) boating accident
tekne kazıntısı the youngest child of the family, born when his/her parents are
(said jocularly)
tekne koyağı
synclinal valley
tekne koyağı geol
synclinal valley
tekne kullanmak
sail a boat
tekne kullanmak
navigate
tekne kurutucu
trough drier
tekne kısımları
(Askeri) hull members
tekne kıvrım
(Coğrafya) synclinal fold
tekne sigortacısı
hull insurer
tekne sigortacısı
(Sigorta) hull underwriter
tekne sürveyi
(Askeri) hull survey
tekne sığınağı
(Askeri) boat storage
tekne tüm rizikoları
(Sigorta) all risks hull
tekne ve makineler
(Sigorta) hull and machinery
tekne ve malzemeler
(Sigorta) hull and materials
tekne verimi
(Askeri) hull efficiency
tekne yükü
(Askeri) boatload
tekne yükü
(Askeri) shipload
tekne üreticiliği
boat manufacturing
tekne üreticisi
boat manufacturer
tekne üstünlük hükmü
(Sigorta) hull paramount clause
tekne üyeleri
(Askeri) hull members
 tekne
(Askeri) boat
motorlu tekne
(Askeri) motor boat
yelkenli tekne
(Askeri,Teknik) sailing boat
yelkenli tekne
(Askeri) galley
Tekne gezisi
boat ride
Tekne turu
boat trip
Tekne turu
boat tour
canlı balık tutan tekne
smack
dinlence amaçlı tekne
(Askeri) pleasure boat
dinlence amaçlı tekne
(Askeri) pleasure craft
dinlence amaçlı tekne
recreational boat
dört kürekli tekne
four oar
kamaralı büyük tekne
cruiser
kamaralı büyük tekne
cabin cruiser
kazazedeleri kurtaran tekne
hoveller [Brit.]
kazazedeleri kurtaran tekne
hoveler
kuru tekne
hull, hulk
kürek yatağı (tekne)
(Askeri) oarlock
küçük motorlu tekne
runabout
küçük tekne
cockleboat
küçük tekne
wherry
kılavuz tekne
pilot boat
motorlu tekne
motor ship
motorlu tekne
motorboat

Tom said he'd never been in a motorboat. - Tom motorlu tekneye hiç binmediğini söyledi.

I have a classmate who has a motorboat license. - Motorlu tekne lisansı olan bir sınıf arkadaşım var.

sırıkla yürütülen tekne
punt
uzun ve dar latin yelkenli tekne
pink
tekne
(Coğrafya) terminal basin
yelkenli tekne
(Askeri) sailboat
çift kürekli tekne
pair oar
التركية - التركية
Türlü işlerde kullanılmak için çoğu ağaçtan veya taştan yapılan, uzun ve geniş kap
Deniz taşıtı: "Kayıkçı, deniz suyu vura vura boyası çürüyen teknesini, Bostan İskelesi'nin basamağına bağladı."- F. R. Atay
Türlü işlerde kullanılmak için çoğu ağaçtan veya taştan yapılan, uzun ve geniş kap: "Bir taş teknenin üstünde doktor Abbas'ın ölüsünü kesti biçti."- Y. Kemal
Sızdırabilir veya sızdırmaz olarak yapılmış, levhaları bir parçadan oluşmuş, kulpları ve kulp delikleri bulunan bir veya iki kişi tarafından taşınabilir üstü açık bir ambalaj türü
Geminin omurga, kaburga ve kaplamadan oluşan temel bölümü
Deniz taşıtı
Katmanlı kayaçların içeri doğru çukur, alçak bölümü, ineç, kemer karşıtı
Bir geminin dışını oluşturan ve tüm bölümlerini kabuk gibi sararak yüzmesini sağlayan, omurga, kaburga ve kaplamadan oluşan temel bölümü
Yer kabuğundaki kıvrımların çukur, alçak yeri, havza
Hamur yağrulan tahta kap
Kadınların başlarına sardıkları beyaz sarık
Uzun ve geniş hamur kabı
Uzunca yapılan kab
Yer kabuğundaki kıvrımların çukur, alçak yeri, havza(Jeo.)
havza
ineç
tekne kazıntısı
Yaşlı birinin en son doğan çocuğu
tekne kazıntısı
Yaşlıların son doğan çocukları
livarlı tekne
Avlanan balıkları canlı saklamak için denizde bağlantılı bölümleri olan gemi
tekne
المفضلات