O bir yoga öğretmenidir.
- She's a yoga instructor.
Sürücü öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.
- My driving instructor says that I need to be more patient.
Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.
- You may as well know that I am a strict instructor.
O yirmili yaşlarda bir aerobik eğitmeni olarak çalıştı.
- She worked as an aerobics instructor in her twenties.